10 Eylül 2012 Pazartesi

Barcelona Gezilecek Yerler - Mallorca Gezilecek Yerler

Barcelona

İspanya’ya aşık olmama sebep, tüm gezdiğim yerler arasında beni büyüleyen yegane yer. Yine bir yaz döneminde yurtdışı tatili bambaşka olur diyerekten, 10 Eylül Pazartesi günü maalesef ki Roma aktarmalı olarak, Alitalia ile uçtuk. Aktarmalı olarak sanıyorum ki ilk ve son uçuşumuz olmuştur. Öğle saatlerinde Barcelona El Prat Havaalanına ulaştık. Pasaport kontrolünden geçtikten sonra, havaalanına girdiğimde geçici bir şok geçirdim tabii ki, çünkü havaalanı bildiğiniz bir alışveriş merkezi gibiydi. İlk gördüğümüz tourist informatin’dan şehir içi haritamızı ve metro ulaşım haritasını aldıktan sonra otelimizin konumunu daha önceden belirlediğimiz için havaalanından şehre ulaşmak için T1 terminalinden T2 ye gitmek için shuttle hizmeti veren Aerobüs ile 5.65 euro vererek T2 terminaline ulaştık. Şehir içinde kullanılan en mükemmel yöntem tabiki de metro. Biz bu defa şehir içinde değil hayran kaldığımız ve bir kez daha gidersek yine aynı bölgede kalacağımız La Rambla bölgesine gitmek için yeşil hat olan L3 üzerinden Diagonal durağına ulaşmak için metroya biniyoruz. Diagonal durağında indiğimiz zaman upuzun, çok geniş, Bağdat caddesini andıran, sağlı sollu çok lüks mağazaların ve otellerin bulunduğu geniş bir caddeye çıkıyoruz. Otelimiz metroya çok çok yakın bir konumda olduğu için yürüyerek otelimizi buluyoruz. Hotel Actual bir kez daha gitsem kesinlikle kalmak isteyeceğim ölçüde güzel, tertemiz, ilgili personel ve konum olarak çok çok iyiydi. Balkonlu odada kalmanızı kesinlikle tavsiye ediyorum, balkon caddeye bakıyor, avrupada bir otelde konakladığınızı anlayacağınız bir manzarası var.

Diagonal


Diagonal



Check in yaptıktan ve odamıza yerleştikten sonra, atıyoruz kendimizi sokaklara, keşif zamanı. Caddede, boylu boyunca yürüyoruz, cadde çok büyük, sağlı sollu çok fazla mağaza, cafe ve restaurant var. Karnımız acıktığı için bir tane cafe tarzı bir yerde, daha sonra müptelası olacağımız kayısı çayı eşliğinde atıştırmalık bir şeyler yiyoruz. Cadde boyunca yürümeye devam ediyoruz, Plaça de Catalunya bölgesine geliyoruz. Diagonal caddesinden sahile doğru, dümdüz yürüdüğünüz zaman önce Plaça de Catalunya bölgesine geliyorsunuz. Çok büyük bir meydan burası, etraflıca gezdikten sonra sahile doğru yürümeye devam ediyoruz.


Plaça de Catalunya


Sahilde Eylül olmasına rağmen halen daha yazlık bir hava söz konusu, bisikletlerle sahile giden bir sürü genç ve çok hareketli bir bölge olan Plaça de Les Drassanes’e geliyoruz, yine uzun bir yürüyüşün ardından çok yorulduğumuz için otele dönüp biraz dinlenip akşam yemeği için tekrar çıkma kararı alıyoruz. Akşam saatlerinde şık bir akşam yemeği için La Rambla bölgesine doğru yürümeye başlıyoruz, otelin konumu çok iyi olduğu için her yere yürüme mesafesinde olması işimizi kolaylaştırıyor. La Rambla caddesi aşık olduğum, yaşamak istediğim, ömrümü geçirmek istediğim yer olabilir. Cadde boyunca sağlı sollu yemyeşil ağaçların olduğu ve caddenin tam ortasında boylu boyunca uzanan bir bölümde cafelerin masaları, caddenin sağ ve sol bölümünde de mekanların iç kısmı ve yaya kaldırımı var. Güzel anlatabildim mi bilmiyorum ama çok güzel bir cadde burası ve akşamları çok hareketli oluyor, restaurantlarda sürekli bir sirkülasyon var, kutlamalar , düğün yemekleri, buluşmalar vs. Biz de tercihimizi şık bir restauranttan yana yapıyoruz, garsonumuzun tavsiyesi üzerine güzel bir steak ve şarap sipariş veriyoruz ve enfes bir akşam yemeği oluyor bu bizim için. Bu arada Barcelona’da tapas yani mezeler çok meşhur, mutlaka denemelisiniz. Biz mesela kızarmış ekmek üzerine zeytinyağlı domates soslu atıştırmalık ve kabuklu patates üzerine yoğurtlu domates soslu tapası çok sevdik. Şarap şişemizi bitirdikten sonra otelimize doğru yol alıp huzurlu bir uykuya dalıyoruz.

Bugün artık bulunduğumuz caddeden kopma vakti çünkü görülmesi gereken çok yer var. İlk olarak tabii ki de Barcelona’nın simgesi olan La Sagrada Familia gitmek için metroya iniyoruz. Metroda tek kullanımlık biletler 2 euro, günlük kullanımlar 6 euro. Biz günlük kullanım olanlardan satın alıyoruz. L3 Diagonal durağından L5 mavi hat ile iki durak sonra Sagrada Familia durağında iniyoruz. Metrodan dışarıya çıkarken bir anda karanlık olduğunu farkediyorum, aslında hava güneşliydi, sonra arkama dönüp baktığımda anlıyorum ki Sagrada Familia inanılmaz büyük bir şekilde tam arkamda duruyor, ürpertici bir büyüklükte, bulunduğu bölgenin çok büyük bir kısmını güneş olsa bile karartan bir büyüklükte ve etrafında inanılmaz bir insan kalabalığı, nasıl bir yapı , nasıl bir katedral bu, gerçekten görülmeye değer. Tabiki oraya gelmişken o bölgeyi yine keşfe çıkıyoruz, Sagrada Familia’nın hemen karşısında bulunan büyük parkın içine giriyoruz, yemyeşil bir park içinde küçük bir göl var, orda bir mola veriyoruz, oturup en sevdiğim şeyi yapıyorum, insanları ve hayatlarını seyre dalıyorum.


Sagrada Familia


Sagrada Familia Park


Sonraki durağımız Park Güell, hayran ötesi hayran kalacağınız parka gitmek için Sagrada Familia’dan L5 hattından tekrar Diagonal durağına dönüyoruz ve L3 yeşil hat üzerinden tekrar metroya binip 2 durak sonra Lesseps durağında iniyoruz. Park Güell’in yakınında birkaç tane durak var , biz Lesseps’te inip Calle Travessera de Dalt caddesi boyunca yürüyüp, sol tarafta kalan Carrer de Larrard sokağına sapıyoruz, zaten burası sağlı sollu cafeler, küçük hediyelik eşyalarla dolu hareketli bir sokak, bu sokağın en sonunda Park Güell çıkıyor karşınıza, sokak yokuş yukarı olduğu için biraz yorucu olsa da keyifli bir keşif olduğunu söylemeliyim.


Park Güell


Park Güell
Park Güell gerçekten hayran kalacağınız bir yer, bol bol fotoğraf çektirip, park boyunca dolaşmanızı, en üst kısmındaki geniş alana çıkıp, manzaraya karşı mutlaka fotoğraf çektirmenizi tavsiye ediyorum. Biz burada çok uzun saatler geçirdik, size de tadını çıkarmanızı tavsiye ediyorum. Burdan sonraki durağımız olan La Barceloneta bölgesine yani sahile doğru gitmek ve güzel havanın tadını çıkarmak için Lesseps durağından yani L3 yeşil hattı ile Drassanes durağında inip sahile doğru yürümeye devam ediyoruz. Sahil yine kalabalık, yine bisikletler üzerinde bikinili hatunların plajdan döndüğü ve kocaman yeşil bir alan üzerinde herkesin sere serpe uzanıp güneşin tadını çıkardığı sahil kısmında biz de yeşilliklerde uzanıyoruz, güneşin tadını çıkarıyoruz. Denizin üzerinde bulunan büyük bir alan üzerine kurulu Maremagnum alışveriş merkezine doğru giden kalabalığa kaptırıyoruz kendimizi, avm’yi biraz geziyoruz gitmişken, yani görülmeye değer, eğer yolunuzun üzerindeyse, ufak tefek alışverişler için ideal. La Barceloneta’nın hemen karşısında ve yakınında bulunan Ciutadella Park’a girmeden olur mu? Böyle şehirlerin tam göbeğinde bulunan büyük ve huzur dolu parkları görünce insan ne kadar özeniyor. Parktan çıktıktan sonra Columbus Monument meydanına doğru yürüyoruz, karşımıza upuzun bir yapı üzerindeki heykel çıkıyor ne olduğunu tabii ki bilemediğimiz için fotoğraf çekiyoruz.

Columbus Monument


Akşam yemeği için tercihimiz La Rambla caddesi olacağı için önce otele uğrayıp üzerimizi değiştiriyoruz ve biraz dinleniyoruz. Akşam için yine La Rambla caddesindeyiz, bugün paella yiyeceğiz, paella İspanya’nın meşhur bir yemeği olduğu için deniz mahsülleri olanı seçiyoruz, yine tapaslarımızla birlikte şahane bir akşam yemeğinin ardından otele dönüyoruz.


Bugün günlerden Camp Nou , yani Barcelona’nın o müthiş halı sahasını görmeye gideceğiz, bayan olarak ve çok fazla futbolla ilgisi olmayan biri olarak Barcelona gibi bir takımın sahasını görmeden olmaz. Diagonal durağından L5 mavi hat ile Sants Estacio durağında inip tekrar L3 yeşil hat ile Les Corts durağında iniyoruz, biraz yürüdükten sonra büyük bir otobüs durağının bulunduğu alanın hemen arkasında bulunan Camp Nou için kişi başı yanlış hatırlamıyorsam 28 euro verip içeri giriyoruz. Yaklaşık 1 saat 20 dakika kadar bütün sahanın içini dışını ve mağaza kısmını gezdikten sonra atıyoruz kendimizi dışarıya. Stadın olduğu bölgede site şeklinde evler var, bana biraz sakin ve sıkıcı gelse de yine de Barcelona’ya aşık olduğum için gayet güzel geldi.

Camp Nou

Stadın hemen yakınında bulunan Plaça del Centre bölgesine gidip bir şeyler atıştırmak istiyoruz. Hareketli bir alan olan meydanda seçtiğimiz bir cafe’de güzel bir öğle yemeği yedikten sonra hedefimiz delisi olduğum Picasso müzesi. Müzeye gitmek için Diagonal durağına geri gelip, L4 hattı üzerinde bulunan Jaume I durağında gidiyoruz. Picasso’nun ilk çizmiş olduğu resimlerden, sonraki şaheserlerine doğru yaptığımız yolculuk beni büyüledi. Müzeden çıktıktan sonra gerçekten insan kendine gelemiyor. Müzeden sonra dar sokakları ve  tarihi yapılarla kaplı , hediyelik eşya vs olan bir sürü dükkanın bulunduğu Gothic Quarter bölgesine yürüyoruz, sokaklar o kadar güzel ki, fotoğraf çekmekten kendimi alamıyorum.

Gothic Quarter


Son olarak otelimizin bulunduğu Diagonal caddesinin üzerinde bulunan, her gün önünden geçtiğimiz Casa Mila baş yapıtının içine giriyoruz. Casa Mila binasının en tepesine çıkıp çatı katında bulunan meşhur mozaik bacalarını görmeden, resimlerini çekmeden ve yapının içinde bulunan evin içindeki o eski eşyaları ve odaları görmeden dönmeyiniz. Yine her gün önünden geçtiğimiz Casa Mila'ya çok yakın olan Casa Batllo'nun içine giriyoruz. Zaten bina o kadar güzel ki, hep resimlerde gördüğümüz yamuk yumuk pencereleri ve balkonlarıyla görsel bir güzellik olan Casa Batllo otelimize çok yakın olduğu için önünden sürekli geçmiştik ve bol bol fotoğrafını çekmiştik.

Casa Batllo

Casa Mila Çatı Katı

Casa Mila Çatı Katı

Casa Mila

Akşam yemeğimizi bir İtalyan restaurantında yiyip, otelimize dönüp bavullarımızı topluyoruz. Çünkü yarın Mallorca’ya yolculuk var. Uçuşumuz öğlen olduğu için fırsat bu fırsat sabahın erken saatlerinde kendimizi yine dışarı atıp, Mercat De La Boqueria , meşhur büyük pazara gelmeden, meyve salatası yemeden gider miyim hiç? Sabahın erken saatinde yollara düşüp yine otelimizden Diagonal caddesi boyunca yürüyüp Liceu Meydanına geldiğinizde (ki bu meydan da görülmeye değermiş) hemen karşınızda görüyorsunuz Pazar girişini. Sabah sabah kahvaltı niyetine meyve salatası çok süper geldi bana.

Mercat De La Boqueria


Palma de Mallorca


Yine El Prat havaalanındayız, İberia Havayolları ile Palma De Mallorca’ya yolculuğumuz. 45 dakikalık uçuşun ardından havaalanından daha önce kiralama işlemlerini gerçekleştirdiğimiz aracımızı teslim alıyoruz. 4 gün boyunca burada olduğumuz için ve daha önce yaptığımız araştırmalarımız doğrultusunda, en iyi ulaşım şeklinin araç olduğunu öğrendiğimiz için, araç kiraladık ve gayet de uygun fiyatla. Otelimize doğru yola koyulduk, tabii ki burada bize GPRS çok gerekli olacağı için Barcelona’dan satın aldığımız ülkeye ait hat ile internete sınırsızca girerek, GPRS kullandık.
Otelimiz İberostar Albufera Playa, Mallorca’da 14-15 adet zinciri bulunan İberostar Otellerinin arasında en uygun ve en güzelini seçmeye çalıştık, bence Albufera Playa, konum olarak da temizlik, büyüklük vs olarak da çok iyi bir seçimdi. Sadece Mallorca’nın yaş ortalaması biraz orta yaş grubu olduğu için, sanıyorum oteldeki en genç tatilcilerden biriydik.



İberostar Albufera Playa

İberostar Albufera Playa

Platja de Murobölgesine çok yakın otelimiz, o bölgede bir sürü restaurant ve cafe var, akşamları çok hareketli oluyor. Biz ilk günümüzü otelimiz denize sıfır olduğu için otelde geçirmeyi tercih ettik, zaten geç saatte geldiğimiz için otelin tüm nimetlerinden faydalanmalıydık :) Otelde sabah ve akşam olmak üzere yemek vardı ancak biz pek otelde yemek yemedik çünkü hiç ama hiç Türklere uygun değildi, çıkan her yemeğin %80 i domuz ürünlerinden yapıldığı için, biz de domuz ürünlerini tüketmeyi tercih etmediğimiz için dışarıda yemek istedik. Muro bölgesinde Dakota diye büyük bir restaurant vardı, yemekleri ve menüsü çok güzeldi , fiyatları da gayet uygundu. Hard Rock Cafe tarzı bir yerdi , biz genelde yemeklerimizi orada yedik.

Platja de Muro - Dakota Restaurant


2.günümüzde atladık arabamıza, Mallorca’nın o güzel yeşillikler içerisindeki ve daracık köy gibi yollarından, çiftlik tarzı evlerinin önlerinden geçerek, büyük bir hayranlıkla, 1 saatlik bir araba yolculuğu ile Magaluf bölgesine gittik. Çok büyük bir plaj burası, alabildiğine kum ve halk plajı, ücret ödemiyorsunuz ancak şezlong ve şemsiye 15 euro olduğu için attık havlularımızı yere, uzandık üzerine, denizin ve güneşin tadını çıkardık. Öğlene kadar bu plajda vakit geçirip, karnımızın acıkmasıyla birlikte yine arabaya binip Mallorca’yı keşfe çıkmak istedik, manzarası şahane olan bir cafe bulduk, denize nazır, güzel bir yemek yedik, Valldemossa ve Soller’e doğru yol aldık, bu şahane kasabaları keşfe çıktık, bol bol resim çektik. Port de Soller bölgesinde yine bir mola verdikten sonra bugünlük keşfe ara verip, otele varıp, hazırlandıktan sonra akşam yemeği için Mallorca’nın başkenti ve meydanı olan Palma’ya gitmeye karar verdik. Catedral de Mallorca’nın akşam ışıklandırılmış halini görmek de güzeldi. Şehir merkezine gittiğimizde Eski Şehir’i ve bütün sokakları keşfe çıktık, güzel bir akşam yemeğinin ardından otele geri döndük.



Mallorca - Meydan 


3.günümüzde yine öğlene kadar otelin denizinde kalıp dinlenmeyi tercih ettik, plajdan sürekli geçen Tayland’lı kadınların Tai masajını plajda yaptırmayı mutlaka deneyin, ben yaptırdım gayet güzeldi. Öğleden sonra Mallorca’ya geldiğiniz zaman mutlaka görmeniz gereken Cuevas del Drach’a (mağara) gitme kararı aldık. Porto Cristo bölgesinde bulunan mağaraya gitmek için öğleden sonra yola çıktık, mağaraya giriş saatleri var, şuan net hatırlamıyorum ama biz bir süre bekledikten sonra girebilmiştik ve giriş ücretliydi, gişelerden alabiliyorsunuz, ücretini net hatırlayamıyorum. Gerçekten çok güzeldi, mağaraları her zaman ürkütücü bulsam da , kesinlikle görmeye değerdi. Mağaranın görkeminden sonra arabaya atlayıp sırasıyla yol üzerinde bulunan Portocolom ve Ses Salines köylerini gezdik, her birinde arabamızı park edip keşfe çıktık. Bir şehri yürüyerek keşfetmekten daha keyifli bir şey olabilir mi? Yarın son günümüz olduğu için bugün Muro bölgesinde akşam bir şeyler içerek vakit geçirmek istedik.


4. ve son günümüzde yine öğlene kadar otelin denizinde vakit geçirdikten sonra öğleden sonra Can Pastilla bölgesine giderek tüm günümüzü küçük hediyelik eşyalar alarak ve arabayla gezip benzinimizi bitirmek için, yol üzerinde gördüğümüz köy ve kasabalara girerek geçirdik. Mallorca denizi ve sakinliğiyle görülmesi gereken yerlerden biri. Benim tatilim burada son buluyor, bir sonraki keşifte görüşmek üzere…



Mallorca


Mallorca