14 Nisan 2016 Perşembe

Prag, Karlovy Vary, Viyana

1. Gün Prag


Göreceğim yerler arasında kuşkusuz ki ilk 10 da olan Prag seyahat planımı, gerçekleştirmiş olmanın haklı gururu ve mutluluğu içerisindeyim.. Ve tahminimden çok daha eğlenceli geçen Prag seyahat gezi notlarımı paylaşmaktan mutluluk duyuyorum :) Sanırım hayatımda geçirdiğim en eğlenceli ve güzel seyahatlerimden biri olmuştur diye düşünüyorum...

2015 Eylül'de Pegasus Hava yollarının uçuşları kadar harika olmasa da, harika kampanyalarından almış olduğumuz uygun uçak biletimizle 14 Nisan 2016 da Sabiha Gökçen'den 13:00 da 20 dakika rötarlı olarak, 2 saat 45 dakika sonra Prag Vaclav Havel Airport'a iniş yaptık. Yolculuğumuzun ne kadar eğlenceli ve gülmekten yüzümüzü acıtacak şekilde geçtiğini hiç anlatmayacağım :)

Hava alanında ki rutin işlemlerden sonra, Terminal 1 kapısından çıkış yapıyoruz. Çıkış yaptığımız kapının tam karşısında ki durağa geçiyoruz ve daha önce tabii ki de bir ulaşım ve gezi planı yaptığım için, her şey kontrol altında ilerliyor :)
Durağın tam ortasında, bilet alabileceğiniz bir Ticket Vending Machine bulunuyor. Otobüs biletleri süreli olarak satılıyordu, biz yarım saat içinde şehre ulaşım sağlayacağımızı bildiğimiz için yarım saatlik olan bileti satın aldık, bunun için 24 kron (3 TL) verdik. 
Daha önce bir çok blogda change office ler için yapılan kötü eleştirileri göz önünde bulundurarak, Türkiye'de işimizi halledip gittiğimiz için, çok rahat ettik. Ancak otobüs bileti almak için makineye 100 kron koyduk, kabul etmedi, sebebini de anlayamadığımız için, kredi kartı ile aldık biletlerimizi, bir sorun da olmadı.

119 numaralı otobüs ile Nadrazi Veleslavin'de yani son durakta indik. Tam karşımızda metro girişi vardı, metroya indik. A yeşil hat ile (metroda görüp takip etmeniz çok kolay) Muzeum durağında indik. Kırmızı C hattına geçip 2 durak sonra , Florenc durağında indik. Tüm bu yolculuğumuz sırasında otobüs durağından aldığımız bileti kullandık ve yarım saat sürdüğü için bir sorun olmadı.

Otel konusunda yine çok doğru bir seçim yaptık. Gayet uygun, temiz, eski şehir meydanına ve metroya, tüm ulaşımlara çok yakın bir yerde bulunan Axa Hotel'e ulaştığımızda saat 16:30 olmuştu bile. Prag o kadar güzel bir şehir ki, dinlenmeden dolu dolu bir gezi oldu ve gerçekten hiç pişman değilim bunun için. Çok az uyuduk, çok az dinlendik ama Prag için değerdi.

Mevsimden dolayı hem şanslıydık hem şanssız, hava çok soğuk değildi, çok da sıcak değildi. Güneşli ve ara ara yağmurluydu. Ama yine de daha soğuklarını yaşadığım için bana göre gayet iyiydi.
İlk durağımız, otele de çok yakın olduğu için eski şehir meydana doğru bir yürüyüş oldu. Otelimiz Na Porici caddesi üzerindeydi. Prag 1 bölgesinde bulunan eski meydana yürüdükçe büyülendik. Caddenin sonuna geldiğimizde, Nehir ve üzerindeki köprüler, Karl Köprüsü ve köprünün tam karşısında tepede ki Kale görüntüsü bizi büyüledi. Şehrin tarihi inanılmaz büyülüyor insanı, bakmaya kıyamıyorsunuz, fotoğraf çekmeye de doyamıyorsunuz elbette :)

Prag 1


Prag 1 


Prag 1


Prag 1


Prag 1


Hava 8 e doğru karardığı için o saate kadar bol bol yürüdük. Güneş batarken Karl Köprüsünün üzerinde yürümek müthişti. Akşam yemeği için, çok iyi bir tavsiye üzerine Ristorante Pagana'ya gittik. Burası bir İtalyan restaurantı ve tek kelimeyle şahaneydi. Narodni trida metro istasyonuna çok yakın , ancak google map ile çok kolay bulabileceğiniz, yürüyerek ulaşabileceğiniz bir noktada.
Yemekler, servis, sunum inanılmazdı, büyülendik... Garsonları biraz fazla laubali , bunu söylemeden geçemeyeceğim :) Ve yemekler çok geç geliyor, bu biraz can sıkıcıydı sadece. Yemek için kişi başı 580 kron (73 TL) verdik, aslında Prag her anlamda çok çok uygundu ama biz alkol vs biraz abarttığımız için biraz fazla vermiş olduk. Çok çok daha uyguna yemek yiyebiliyorsunuz, çünkü gerçekten Prag'da yeme, içme vs çok uygundu.


Ristorante Pagana


Ristorante Pagana


Ertesi gün Viyana'ya yolculuk var, erken uyumalıydık, sokaklarda gelişi güzel yürüyerek, bol bol fotoğraf çekerek otele ulaştık.

Karl Köprüsü üzerinde


Mala Strana - Prag 1


Mala Strana - Prag 1


Mala Strana - Prag 1


Prag 1


Prag 1


Prag 1


Karl Köprü üzerinde


2. Gün Viyana


Tren biletlerinin pahalı olması sebebiyle ve otobüs ile aynı zamanda ulaşım sağladığını da öğrendiğimiz için, kişi başı 890 kron yani 110 TL (gidiş&dönüş) verip aldığımız otobüs biletlerimizi tabii ki kullanamadık. Ancak ben bilgi olması sebebiyle yine de anlattım. Eurolines tercih edebilirsiniz bunun için. 
Gelelim bizim hikayemize; sabah 08:00 de ki otobüsümüze yetişemedik elbette :) 08:00 de kalkan otobüsümüzün kalktığı esnada , valizde çorap arayan bir takım insanlardık biz...
3.günümüzde de Karlovy Vary'e gideceğimiz için 2 günlük araba kiralama fikri cazip geldi ve Sixt Rent a car şirketinden araba kiraladık.

Viyana'ya yolculuk


Hlavni Nadrazi otobüs istasyonunun içindeki merdiveni kullanarak ulaşabileceğiniz, yol kenarında bulunan Sixt Rent a car office'den düz vites bir araba kiralamak zorunda kaldık. Daha önceden rezervasyon yaptırmayıp, son dakikaya kaldığımız için düz vites bir arabaya kaldık :)
Saat 10:00 da başladı yolculuğumuz ve hayatımda ki yine en eğlenceli yolculuklardan biriydi kuşkusuz. Sadece bir defa mola vererek 3 saat 15 dakikada ulaştık Viyana'ya. Meydanda bulunan kapalı otoparka bıraktık aracımızı. Akşam 23:00 da aldık ve bunun için toplamda 33 euro ödedik. Otopark 24 saat açık. 
Viyana, Prag'a göre daha büyük, daha kalabalık ve daha metropol bir şehir. Tabii çok uzak bölgelerini göremedik, sadece merkeze yakın kısımları görmekle yetindik. 2-3 gün ayırabilseydik belki daha fazla yer görebilirdik ama 1 gün bence Viyana'yı görmek için yeterli. Standart bir avrupa ülkesi gibiydi.
Viyana'nın en işlek caddelerinden biri olan Stephansplatz Caddesi boyuncu yürüdük. Bu arada otopark zaten bu caddenin en başındaydı ve tam karşısında Opera binası var, fotoğraflarını çekip yürümeye devam ettik. Oldukça kalabalık ve güzel bir bölgeydi. Yol boyunca yürüdüğünüzde sağ tarafınızda, St. Stephen's Katedralini göreceksiniz. Viyana'nın en önemli simgesi olan katedral 1147 yılında inşa edilmiş. Bol bol fotoğraf çekin, biz öyle yaptık :)

Opera binası- Viyana


Kartner Caddesi - Viyana


Kartner Caddesi - Viyana


St. Stephen's Katedrali - Viyana


St. Stephen's Katedrali - Viyana

St. Stephen's Katedrali - Viyana

St. Stephen's Katedrali - Viyana


Yol boyunca türlü abur cubur olayına girmemize rağmen, bir şeyler yemenin vaktidir diye düşünüp, Viyana'ya gelince hiç şüphesiz yenilmesi gereken şey şinitzel için, tek ve en doğru adres olan Figlmüller'e gidiyoruz. Bu arada kesinlikle bir tavsiye ; mutlaka önceden (biz 3 saat önce aradık) arayıp rezervasyon yaptırmalısınız. Çünkü her iki restaurantta da çok fazla sıra vardı, biz rezervasyon yaptırdığımız için hiç beklemeden masamıza aldılar. Figlmüller'in pasaj içinde ki restaurantı değil de cadde üzerindekine gittik. Stephansplatz caddesinin paralelinde , ara sokakta ama yine cadde üzerinde. Ve patates salatasından mutlaka ama mutlaka yemelisiniz, efsaneydi :) Yine bir tavsiye daha; garsonlar o kadar şeker ki, bize köpüklü bir şarap tavsiye etti, şeftali tadı vardı ve gerçekten çok iyiydi.. Yemekten sonra, vişne marmelatıyla sunulan pancakelerinden yedik, yani şuan yazarken bile güzel tadını hatırlıyorum :) Bu keyifli yemeğimiz için kişi başı 30 euro ödedik.


Pasaj içindeki Figlmüller Restaurant


Figlmüller ve eğlenceli garsonları


Figlmüller - Viyana


Pancake - şiddetle tavsiye :)


Hızlı bir şekilde en çok görülmeye değer ve yakın bölgede bulunan yerlerin listesini çıkarıp, bunlardan en çok görmek istediğim Hundertwasserhaus'a doğru yürümeye başlıyoruz. Aslında metro ile gidilebilir, biraz yürüme mesafesi var ama biz yürümeyi ve Viyana'nın sokaklarını keşfetmeyi tercih ediyoruz. Metro ile ulaşım sağlamak isterseniz en yakın metro istasyonu Rochusgasse.
Hundertwasserhaus kesinlikle görülmeye değer bir yapı. Binanın tasarımı sanatçı Friedensreich Hundertwasser tarafından yapılmış. Rengarenk ve çarpık yapıdaki bu binanın, bohem tarzı beni büyüledi, benim ruhumu yansıtıyordu sanki ve bayıldığım için yüzlerce fotoğraf çektim.


Hundertwasserhaus - Viyana

Hundertwasserhaus - Viyana


Hundertwasserhaus - Viyana


Hundertwasserhaus - Viyana


Hundertwasserhaus - Viyana

Hundertwasserhaus arka bahçesi - Viyana


Yürüyerek, nereye gideceğimizi bilecek şekilde ara sokakları keşfederek Rochusgasse metro durağına varıyoruz. Durağın tam önünde küçük bir açık pazar vardı, biraz burada vakit geçirdik, Türkiye'de pek göremeyeceğimiz çeşitte ki meyve ve sebzelerin görmemiş gibi fotoğraflarını çekip, güzel meyvelerin tadına bakıp, metro istasyonuna girip bilet için bir araştırma yaptık.


Rochusgasse metro istasyonundaki açık pazar

Rochusgasse istasyonundaki açık pazar


Rochusgasse istasyonundaki açık pazar


Bize sadece bir defa binmek için bilet gerekli olduğu için, sadece tek binişli ve inişli olacak şekilde vending machine den 1.65 euro karşılığında bir bilet aldık. Sanırım aldığımız bilet yetişkin için değil de çocuk ve köpekler içindi :) Ama en uygun olanı o olduğu için onu seçtik. Ama yine de metroya giriş yaparken, biletimizi okutmayı atlamadık :)
U3 turuncu line ile Westbahnhof durağında inip, U6 line geçtik ve bir durak sonra Langenfeldgasse durağında indik. Son defa da U4 yeşil line binip, 2 durak sonra Schönbrunn durağında indik. Amaç; Schönbrunn Sarayı'nı görmek :) Saraya girip, bol bol fotoğraf çekip, etrafını dolaştıktan sonra (içine girip vakit kaybetmek istemediğimiz ve saat de geç olduğu için)  tekrar metroya geri dönüyoruz.


Schönbrunn Sarayı - Viyana


Schönbrunn Sarayı - Viyana

Mariahilfer Street , Viyana'nın en işlek caddesinden bir tanesi. Oldukça büyük, hareketli ve bir çok mağazayı burada bulabilirsiniz. Ancak mağazalar 8 de kapanıyor, hatırlatmadır :)
Bu caddeye ulaşmak için Westbahnhof durağına 2 durakla ulaşıyoruz. Tek kullanımlık biletin de böylelikle etinden sütünden faydalanıyoruz. Mariahilfer Caddesine gitmekte ki amacımız tabii ki de Kiko. Bize en yakın nokta burası olduğu için Kiko'ya uğrayıp alışverişimizi yapıyoruz. Saat 8 de mağazayı , çalışanlarla birlikte kapatıp çıktıktan sonra, en kalabalık ve güzel meydan olan Schwedenplatz'a doğru yine metro ile ulaşım sağlıyoruz. Yine Westbahnhof metro istasyonundan turuncu U3 line ile 5 durak sonra Stephansplatz City durağında iniyoruz. Aslında aktarma yaparak Schwedenplatz ulaşabilirdik, ama aralarında sadece 1 durak olduğu için dışarı çıkıp yürümeyi tercih ettik. Schwedenplatz nehirin kenarında bir çok cafe ve restaurant olan hareketli bir yer. Hava durumu konusunda çok şanslıydık, gündüz güneşli ve gayet güzeldi, akşam da gayet yumuşak bir hava vardı. Meydan akşam saatlerinde oldukça kalabalık ve keyifliydi. 

Viyana Hard Rock Cafe'de tabii ki bir buffalo ve bira keyfi yapmalıydık. Yaptık elbette :) Bu caddede çok fazla hediyelik eşya satan dükkan vardı, fiyatlar Prag'a göre oldukça yüksekti. Hediyelerimizi de aldıktan sonra otopark buraya 15 dakika yürüme mesafesinde olduğu için yürüyerek aracımızı alıp, Prag'a doğru yola koyulduk. Prag'da otele vardığımızda saat 02:00 idi. Otele çok yakın, bir çok otopark vardı, biz otelin hemen arkasında bulunan açık otoparka bıraktık, ertesi sabah 11:00 a kadar kaldı ve toplamda 640 kron yani 80 TL ödedik.

Hard Rock Cafe - Viyana



3. Gün Karlovy Vary (Masal Şehir)


Prag seyahatini yapacağımızı her söylediğimizde bize söylenen tek bir yer vardı Karlovy Vary (Kralın Banyosu). Mutlaka görmelisiniz. Araştırmalarım sonucunda da ulaştığım görüntüler beni kuşkusuz ki buraya sürükledi. Cumartesi maalesef yorgunluktan ötürü biraz geç saatte yola çıktık, 1 saat 20 dakika sonra, öğlen saatlerinde ulaştık Karlovy Vary'e. Şehre ulaştığımızda , tam girişte açık bir otopark vardı, oraya bıraktık, sabah 07:00 - 18:00 arası ücretsizdi. 
Yürüyerek şehrin içine doğru, nehrin bulunduğu bölgeye doğru yürüdük. Maalesef hava oldukça soğuktu.

Karlovy Vary


Karlovy Vary


Karlovy Vary

Karlovy Vary

Karlovy Vary


Karlovy Vary


Karlovy Vary


Karlovy Vary


Karlovy Vary


Karlovy Vary


Karlovy Vary, sigara içilmesi yasak olan, havası açık, tertemiz, nefes alırken bile hissettiğiniz, kaplıcalarıyla bilinen bir tedavi şehridir. Huzurlu, insanın bütün bir tatilini geçirmek isteyeceği, görsel olarak bile huzur veren bir yer. 1-2 saatliğine gidip döneriz diye düşündük ama o kadar büyülendik ki, bütün günümüzü orada geçirdik. 
Mustafa Kemal Atatürk de tedavi amaçlı Karlovy Vary'de Carlsbad Plaza'da 1 ay konaklamış. Kaldığı otelin odasını müze olarak, ziyaretçilere açık şekilde muhafaza ediyorlar.
Şehrin güzelliğini, huzurunu, mükemmelliğini kelimelerle ifade edemeyeceğim için bol bol resim koyacağım.
Saatlerce yürüdük, fotoğraf çektik, işletmeciliğini Türklerin yaptığı bir butik otelin bahçesinde kahve molası verdik. Sonra tekrar yukarıya doğru yürüdük, yürüdükçe büyülendik, yapılar, evler, kiliselerin şahane yapıları, sadece kuş sesleriyle huzurun var olduğu çok keyifli bir zaman geçirdik.

Karlovy Vary - Ortodoks Kilisesi


Karlovy Vary


Karlovy Vary


Karlovy Vary


Karlovy Vary


Şehre tur ile gelen bir çok turist var, Prag'dan da alabileceğiniz çok tur şirketi var. Biz öncelikle ormanlık bölgeye doğru , yukarıda bulunan ortodoks kilisesine çıktık, görsel olarak büyüleyen bir yapıya sahip. Bol bol fotoğraf çekip aşağıya inip , nehir boyunca yolu takip ederek yürüdük. Yürüdükçe büyülendik, nehrin kenarında ki yapılar, yürüdükçe arkanızda kalan manzara, masalın içinde gibi hissettiriyor.

Karlovy Vary


Karlovy Vary


Karlovy Vary


Karlovy Vary


Karlovy Vary


Karlovy Vary


Karlovy Vary


Karlovy Vary


Karlovy Vary


Karlovy Vary


Aynı zamanda porselen ve taşlarıyla da ünlü Karlovy Vary'de çok fazla hediyelik eşya satan dükkan var. Sevdiklerinize mutlaka cam törpü almalısınız. Hem şık hem de çok kullanışlı.

Bir tavsiye daha ; silindir şeklinde ve ortası boş olan, ince hamurdan yapılan, üzeri şekerli ve tarçınlı tatlılardan mutlaka yemelisiniz. Prag şehir merkezinde de bolca göreceksiniz, seyyar satıcıların yaptığını ama Karlovy Vary'de ki kesinlikle daha güzel, sıcak şarap seviyorsanız, vanilyalı, vişneli olarak seçeneklerle hazırlanan sıcak şarapları da Karlovy Vary'de nehir kenarında satılan minik dükkanlardan denemelisiniz.

Karlovy Vary - enfes tatlısı


Karlovy Vary - enfes tatlısı


18:00 a doğru otoparka gidip aracımızı aldık, ücret ödemeden, Prag'a doğru tekrar yola çıktık. 1 saat 15 dakikada otele ulaştık, aracımızı bu defa yine otelin arkasında bulunan kapalı bir otoparka bıraktık. (otele biraz daha yakın olduğu için) Prag'da ki son gecemiz ve güzel değerlendirmeliydik ki öyle de oldu :) Otele uğrayıp hazırlanıp, Prag 1.bölgeye doğru yürüdük, eski meydan otele 10 dakika yürüme mesafesindeydi. Meydanda Astronomik Saat'in bulunduğu yere kadar yürüdük, saat fotoğraflarından da göreceğiniz gibi anlatmama gerek kalmayacak kadar büyüleyiciydi. Saatin bulunduğu meydan, geniş ve çok kalabalık, etrafında bir çok cafe ve restaurant var, biz El Toro Negro da oturup, hamburger yedik, bira içtik. Kişi başı 480 kron (60 TL) verdik. Fiyatın yüksek olmasının sebebi şarap ve alkollü içeceklerdir.

Astronomik Saat - Prag 1


Astronomik Saat - Prag 1


Prag 1


Prag 1


Cumartesi akşamı olduğu için, çok hareketli, çok kalabalık, gençlerin ve özellikle İngiliz grupların bağıra çağıra şarkılar söylediği çok eğlenceli bir akşamdı.
Bizim bu akşam niyetimiz gece kulüplerinin çok iyi olduğunu önceden duyduğumuz Prag'da eğlenmek :) 3 kız arkadaş , yurt dışı seyahatinin ne kadar eğlenceli olabileceğini tahmin eder misiniz bilmem ama benim için en eğlenceli akşamlardan bir tanesiydi. 
Önce sokaklarda, kalabalığın peşine takılarak yürüdük, sokakları keşfe çıktık, saat 23:00 a kadar.
Daha sonra, giriş ücretinden de anlayacağınız üzere, gayet isim yapmış bir gece kulübüne kişi başı 1000 kron (erkeklerin giriş ücreti 2 ya da 3 katı) ödeyerek girdik. Ve gerçekten çok eğlendik. Bu tutara tabii ki içecek vs dahil değil. Biz 1 şişe beyaz şarap, 2 şer shot için kişi başı 390 kron (50 TL) ödedik. 

Arabayı, otoparktan sabah saat 08:00 da aldık, toplamda 480 kron (60 TL) ödedik. Bu arada arabaya 1,5 depo benzin aldık bunun için de 2300 kron (287 TL) ödedik. 2,5 günde 1000 km yol yapmıştık :)

4. Gün Prag


Sabah erkenden otelde kahvaltımızı yaptıktan sonra (kahvaltı ücretsiz ve gayet güzel) arabayı otoparktan alıp, Prag Kalesine gidiyoruz. Prag Kalesi Prag 1 meydanında ve yine bulunduğumuz bölgeye yakın. Kale 06:00 da açıldığı için , giriş yapabildik. Kalenin tarihi, yapısı, içine girdiğinizde, zamanında içinde insanların yaşadığı, pazarların kurulduğu o küçük şehiri gezerken, büyüleniyorsunuz. En son kalenin çıkışına geldiğinizde sizi Prag manzarası karşılıyor, bol bol fotoğraf çekiyoruz.


Prag Kalesi


Prag Kalesi


Prag Kalesi


Prag Kale içi


Prag Kale'nin yanındaki park


Prag Kalesi


Prag Kalesi


Arabayı 10:00 da bırakmamız gerektiği için, tekrar yola koyuluyoruz ve arabayı teslim ediyoruz. 
Benim daha önce yaptığım rotaya göre, dans eden evi görmeliyiz. Dancing House Prag 2 bölgesinde bulunuyor, Karl köprüsü karşınıza çıktığında sola doğru nehir boyunca devam ettiğiniz zaman Dancing House karşınıza çıkıyor. Yolun kenarında oldukça değişik bir yapı. Fotoğraf çekmek için vaktiniz varsa, görülmeye değer.


Dancing House - Prag 2


Prag'da son saatlerimizi yine Prag 1 bölgesinde geçirmek istediğimiz için saat kulesinin olduğu bölgeye giderek, kahve içiyoruz, hediyelik eşya satan dükkanlardan hediyelerimizi alıyoruz, uçuş saatimiz yaklaştığı için otele varıp, otelin shuttle hizmetinden faydalanıp, toplamda 200 kron (25 TL) verip 15:30 uçuşu ile dönüş yapıyoruz.

Sonuç olarak Prag için tavsiyem; kesinlikle bir daha gitmeye değer ve çok romantik bir şehir olduğu için 3 gün sadece Prag'da, sevdiğiniz biriyle (eşiniz, sevgiliniz) mutlaka gitmelisiniz. Ben Prag'ı çok beğendim, bir kez daha, sadece Prag'da kalarak, daha güzel bir hava şartlarının olduğu zamanda tekrar gideceğim :)
Prag'ın 1.bölgesi dışında gidilebilecek, güzel bir yer olduğunu da düşünmüyorum, arabayla çok dolaştık, en güzel bölge 1.bölge.

Bir sonraki gezi yazımda görüşmek üzere...


Prag 2'den 1 bölgesine bakış


Prag 1


Prag 1


Karl Köprüsü





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder